Sensin Obez!: Ameliyatınıza hazırlanırken bilmeniz gerekenler……: Varolan probleminizin farkına varıp bir çözüm aramaya başladınız ve obezite cerrahisiyle tanıştınız. Öncelikle obezite cerrahisi için uyg…
FACEBOOK sayfası : https://www.facebook.com/obezitecerrahisi
birde BLOG sayfası var ameliyat olan kızın : http://sensinobez.blogspot.com/
Takiptekiler^^
‘66 kilo verdim, 31 yaşında yeniden doğdum’
Geçirdiği mide operasyonu ile bir yılda 66 kilo veren Başak Üstündağ için hayat yeni başlıyor. Üstündağ artık doğum günlerini ameliyat tarihi olan 20 Nisan’da kutluyor
Başak Üstündağ’ın yaşam öyküsü “Hadi canım! Bu kadar da olmaz” dedirten cinsten. Zaten o da anlatırken arada “Türk filmi gibi değil mi?” diyor. Siz de dinleyici olarak muhtemelen gözyaşları içinde (En azından benim için öyle oldu) “Bırak filmi milmi, devam
et sen. Eee sonra ne oldu?” diyorsunuz. Ben de 100 küsur kilodan 60’lara düştüğüm için zayıflama hikayeleri daha doğrusu insanların hayatlarını değiştirmeyi becerdikleri ve ‘mutlu son’la biten gerçek öyküleri seviyorum. Başak’ınki de öyle.
“Eski pantolonumun tek bacağı bile bol geliyor”
* 66 kilo verdiniz. Ortalama bir insanın ağırlığı kadar kilo kaybettiniz…
İnanılmaz tabii ki. Kilodan dolayı dört sene bağdaş kurup oturamadığımı hatırlarım. Şimdi eski pantolonlarımın tek bacağına giriyorum ve bol geliyor. Kimse yolda tanımıyor tabii. Ben bile aynada tanımakta zorlanıyorum kendimi. Bir de şu an hedefimi geçmiş durumdayım. Aklımda maksimum 65 kilo vermek vardı ama baktım ki kilolar gitmeye devam ediyor. Doktorum da bunun bir sorun olmadığını söyledi. Şu an 66 kilo ağırlığındayım, 38 beden giyiyorum. 60 olsam yeter.
* Hep kilolu muydunuz? Şişman bir bebek miydiniz?
Hep tombiktim. Toplumumuzda ‘Şişman bebek sağlıklı bebektir’ diye büyük bir yanılgı var. Anne ve babalar çocuklarına zorla yemek yediriyorlar. Oysa bilmiyorlar ki diyabet, kalp ve damar hastalıklarının birçoğunun temeli o yaşlarda atılıyor. Benim hikayem de böyle başladı. Annem ve babam çalıştıkları için beni babaanneme bırakırlardı. Kadın da emanetim diye yediriyor da yediriyor. Hiç unutmam sobada bir tam ekmeği ısıtır, üzerine yağ ve bal sürer zorla yedirirdi. Hâlâ tereyağından baldan nefret ederim. İlkokulda da, ortaokulda da okulun en şişman çocuğuydum, hep “Ergenliğe girince atar” derlerdi. Derken lise başladı, ben kiloları atmadım üzerine kilo eklemeye başladım.
“Kocam beni şişman olarak tanıdı ve her halimle kabul etti.
* Kimileri canı sıkkın olduğunda hiçbir şey yiyemez, kimi insansa her şeye saldırır. Siz ikinci gruptansınız sanırım…
Aynen öyle. Duygusal yiyiciyim. Üzüntü, sıkıntı, hasret herhangi bir duygu beni tetiklerdi ve yerdim. Tatlıya karşı da aşırı düşkünlüğüm vardı. Ne zaman canım yansa, kendimi yalnız, mutsuz hissetsem pastaneye giderdim.
* Peki, ne oldu da canınıza tak etti?
Klasik senaryo yani bir erkeğe âşık olursun o da seni şişmansın diye istemez durumu benim başıma gelmedi. Erkeklerden yana şanslıydım. Ne zaman “Ben bu çocuğu tavlayacağım” dediysem tavladım. İçine kapanık, asosyal şişmanlardan değildim.
Çok arkadaşım vardı, çok dışarı çıkardım. Kilolarımın yaşantımı kısıtlamasına izin vermezdim. Benim canıma tak eden nokta vücudumda ‘necrobiosis lipoidica’ isimli hastalığın belirmesiyle başladı. Bu bir çeşit hücre kanseri, çok yeni bir rahatsızlık ve nedeni de tedavisi de bilinmiyor. Hastalığın birebir kilo ile ilgili yok ancak vücudunda açık yaralar çıkıyor. Suya değmen yasak, hep bandajlı geziyorsun. Ağrı ise felaket. Türkiye’de ne kadar hastane varsa gezdim. Günlerce yattığım oldu, geçmedi. Teşhis konulduktan sonra “Bir çıkış yolu bulmalıyım” dedim. Madem bu hastalık var, belki bu dünyadaki zaman kısıtlı. Bu süreyi zayıf geçirmek istedim.
* Neden herhangi bir diyet programı ve spor değil de ameliyat?
Her şeyi denedim. Akupunkturlar, bitkisel çaylar, zayıflama hapları, tek gıda rejimleri, doktorların özel diyetleri… Hiçbiri işe yaramadı. Maksimum 10 kilo verip geri alıyordum. İçimdeki duygusal açlık zayıflamamı engelliyordu. “Ancak midem küçülürse yapabilirim” dedim. Bu arada yapı itibariyle çok garantici biriyim. Öyle maceraya atılmam. Doktorumu bulmam iki yılımı aldı. Araştırdım. Bu ameliyatı kimler yapıyor? Hangisinin hasta kaybı daha düşük, hangisinin ameliyatlarından sonra hastaları daha hızlı toparlanıyor diye.
* Ne kadar zamanda kaç kilo verdiniz?
İlk ay 22 kilo verdim. Dördüncü ayda 44 kilo gitmişti. Bu arada bir mucize oldu ve yaralarım da iyileşmeye başladı. Bir ay sonra kontrole gittiğimde doktorum bacağımdaki bandajlardan birini açtı. Bir baktım, yara yok. Görüyorum ama inanamıyorum. Üç ay sonra da tüm yaralar kapandı. Son bandajın çıktığı günü unutamam. Tüm gün ağlaya ağlaya banyo yaptım.
* Eşinizle ne zaman tanıştınız? O nasıl girdi bu hikâyeye?
Daha önce kötü bir tecrübe yaşamıştım. Sırf kiloluyum diye birlikte olduğum adamın ailesi evime gelmiş ve bana hakaretler etmişti. O adam da ailesini dinleyip beni ertesi gün terk etmişti. Oysa evlilik tarihi belirleyecektik, her şey hazırdı! Eşimle de tanıştığımda aklımda aşk yoktu. Zaten biz şişmanlar ne kadar kilo versek de duruma alışamayız. Bir adam bizimle flört edince “Aman canım, bana mı bakacak?” deriz. Yine öyle oldu ama bu defa karşımdaki kişi kararlı ve dürüst çıktı. Hani “Beni her halimle kabul etsin” deriz ya. Erdem işte o adam. Onu karşıma alıp
“Bak ben kilo veriyorum. Bu bir süreç. Sonunda güzelleşsem de kollarım, bacaklarım sarkacak. Sonra bir de bacaklarımda eski yara izlerim var. Bunları sorun yapacaksan hemen şimdi git” dedim. Yaralarımı görmek istedi ve sonra eğilip bacağımdakini öptü.
“İlk ay 22, dördüncü ayda 44 kilo verdim. Bir yılda 66 kilo zayıfladım.”
“Risk, kalp ameliyatlarından çok daha düşük”
Üstündağ’ın doktoru Halil Coşkun Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde genel cerrahi ana bilim dalında öğretim üyesi. Coşkun “Başak daha önce tüm diyet programlarını denediği için bu, onun için ideal yöntemdi” diyor
* Başak hanımın ameliyatının ismi laparoskopik mini gastrik baypas ameliyatı. Bu yöntem ile kilo verme mekanizması iki şekilde işler. Oluşturulan yani küçültülen mide ile fazla gıda alımı engellenerek yemek yeme miktarı azaltılıyor ve bu yeni mide ile ince bağırsak arasında yapılan özel bağlantı sayesinde alınan gıdalar direkt olarak ince bağırsağa geçiyor. Bu da emilim oranını düşürüyor.
* Obezite cerrahisinde sadece bu ameliyat yok, en az onun kadar sık uygulanan mide bandı (kelepçe) ve tüp mide operasyonları da bulunmakta. Ayrıca bir de ameliyatsız bir yöntem olan mide balonu uygulaması var. Hepsini gerçekleştiriyorum. Uygulamalarım haftada 12-15 vaka arasında değişmekte, şu ana kadar 750’den fazla ameliyat gerçekleştirdim. Hastaların yüzde 90’ı memnun.
* Hasta seçerken American Society for Metabolic and Bariatric Surgery’nin kriterlerine uyulmakta. Bunları kısaca sayayım: Hastanın vücut kitle indeksinin 35-40 arasında olması, en az üç yıldır obez olması, hormonal hiçbir problem
taşımaması ve alkol-ilaç bağımlısı olmaması gerekli.
* Bu ameliyatlardaki ölüm riski yüzde 0,5’in altında. Bu oran kalp ameliyatındaki riskten (yüzde 3,5) düşüktür. Toplumdaki algı bence medyaya yansıyan negatif olgulardan kaynaklanıyor, oysa genele bakmak gerek. Ameliyat sayısı tüm dünyada hızla artmakta. 2008 yılında tüm dünyada 350 bin operasyon yapıldı.
* Başak hanımı ilk gördüğümde ileri derecede obezdi, ayrıca Tip 2 diyabeti vardı. İnsülin kullanımı çok yüksek
ve hayat kalitesi son derece düşüktü. Bu ameliyatın aynı zamanda anti-diyabetik etkisi de var. Nitekim ameliyattan 24 saat sonra Başak hanımın kan şekeri de normale döndü ve insülinden kurtulmuş oldu. Kilo kaybının getirdiği etki ile ayaklarındaki yaralar düzeldi. Riskli bir karardı ama bunu birlikte verdik.
* Ameliyat sonrasında beslenme çok önemli. İlk iki hafta sıvı diyet, sonraki iki hafta püreli diyet ve sonrasında dengeli bir şekilde normal gıdalara geçiş sağlıyoruz. Beslenme şekli genel hatlarıyla düşük kalorili gıdalardan oluşmalı, bununla birlikte yüksek protein oranına sahip olmalıdır. Ayrıca en önemli şeylerden biri de vitamin ve mineral takviyelerinin düzenli olarak alınması.
* Gastrik baypas ameliyatı son derece etkili bir operasyon, 18 aylık bir dönem içerisinde fazla kilonuzun yüzde 80’ini kaybedebilirsiniz. Dördüncü yıldan sonra beslenme alışkanlıklarınız değişmemiş ise bir kısım hastada da görüldüğü gibi yüzde 25‘lik oran geri alınabilir.
Prof. Dr. Murat Tuzcu’nun ameliyatla ilgili görüşleri:
“Hasta, sorununun ameliyatla tamamen ortadan kalkmayacağını anlamalı”
Tıbbi adı bariyatrik cerrahi olan kilo verdirme ameliyatları çok fazla kilosu olup sağlığı bozulmuş ya da bozulma riski olanların seçmesi gereken bir yöntem. Ayrıca hastanın bu tedaviye karar vermeden önce ameliyatın nedeniyle oluşabilecek zararları iyice anlaması gerekiyor. Ayrıca sorununun ameliyatla tümüyle ortadan kalkmayacağını, sonrasında mutlaka uyması gereken kurallar olduğunun ona anlatılması da şart. Genel olarak bu yöntemlerin fazla kiloları verdirmede çok başarılı olduğunda tüm uzmanlar hemfikir. Zayıflamanın derecesi de cerrahinin çeşidine göre değişiyor.
Tabii bir de yan etkilerinden bahsetmek lazım: Zayıflama için yapılan ameliyatlarda kanama, mikrop kapma, bağırsağın yırtılıp delinmesi ya da tıkanması gibi komplikasyonlar olabilir. Ameliyat yerinde fıtık oluşması ender değildir. Ortaya çıkan problemleri çözmek için her 10 hastadan bir veya ikisinde tekrar ameliyat gerekebilir. Cerrahi müdahaleden sonraki gün ve haftalar içinde ortaya çıkabilecek olan bu sorunların yanı sıra uzun vadede görülen ciddi yan etkileri de unutmamak gerek. Bu tür ameliyat geçirenlerde safra kesesinde taş oluşması kolaylaşır. Bağırsakların bir kısmının devre dışı bırakılması durumunda da eğer gerekli vitamin ve mineral desteği alınmazsa her üç kişiden birinde kansızlık, kemik erimesi, safra taşı gibi ciddi sorunları görülebilir.
Tüp Mide Ameliyatı Üzerine Güncelleştirilmiş Durum Bildirimi: 3. Rapor (2011)
Çarşamba, Ocak 25, 2012
Obezite Kaderiniz Değil! Kilo Vermenin Ötesinde, Kaliteli Bir Yaşam İçin Obezite Cerrahisi
Pazartesi, Ağustos 23, 2010
Kilo Kaybı Ameliyatından Sonra Yeniden Kilo Almanın Tedavisi
Anatomik
- Poş genişlemesi (Mide Bandı için)
- Mide bandı problemleri (balon kaçağı, tüpte delik, port bağlantısının kesilmesi, band ta kayma, band migrasyonu vb)
- Anastomotik genişleme (Gastric Bypass için)
- Mide hacim genişlemesi (Tüp Mide için)
Medikal
- Gebelik
- Tiroid hastalıkları
- Adrenal hastalıkları
- Yeni ilaçlar
- Böbrek ve/veya kalp problemleri
Obezite Ameliyatlarından Sonra Gebelik
- Minimum stres ve dikkat dağılması ile yavaşça yiyin
- Diyetinizi sıvılardan yarı katı gıdalara, sonra da katı gıdalara ilerletin
- Küçük porsiyonlar yiyin
- Yutmadan önce iyi çiğneyin
- Doygunluk hissederseniz, yemeyi bırakın
- Yemeğinizle birlikte bir şey içmeyin – yemekten sonra en az bir saat bekleyin
- Nedenlerini bulmaya çalışın
- Dört saatliğine bir şey içmeyin
- Diyetinizi yavaş bir şekilde ilerleterek sıvılarla başlayın.
- İlerleme esnasında bulantı ya da kusma oluşursa 12 saat için ağızdan bir şey almayın
- Yukarıdaki önlemlere rağmen kusmaya devam ederseniz cerrahınızla temasa geçin
Salı, Haziran 29, 2010
Hangi Obezite Cerrahi Prosedürü Benim için En “Doğru” Seçimdir?
Kilo kaybı ameliyatının, önemli miktarda ve sürekli kilo kaybı sağlamada etkili olduğu artık tüm bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Günümüzde arzu edilen bu sonuca ulaştıran çeşitli farklı kilo kaybı ameliyatları mevcuttur. Bu nedenle kilo kaybı ameliyatı düşünen hastalardan en sık aldığım sorulardan bir taneside; “Hangi prosedürün benim için uygun olduğuna nasıl karar vereceğim?” sorusudur.
Obezite Cerrahisi Sonrasında Hangi Vitaminlere Gerçekten İhtiyacım Var?
Kilo kaybı ameliyatlarından sonra çoğu insanın benimsemek zorunda olduğu yeni alışkanlık, her gün vitamin almaktır. “Gerçekte ne almam gerekir?” sorusunu cevaplarken ilk ve en önemli cevap şudur: “Doktorunuz ne öneriyorsa onu alın”…
Mide Bandı Ameliyatının Uzun Dönem Sonuçlarının Değerlendirilmesi
Hasta Sayısı
|
İzlem
|
Fazla Kilo Kaybı Yüzdesi
|
|
Favretti ve ark.
|
1791
|
12 yıl
|
%38.5+27.9
|
Zehetner J ve ark.
|
190
|
6 yıl
|
%50
|
Toouli J ve ark.
|
481
|
5 yıl
|
%49.8
|
Miller K ve ark.
|
158
|
4 yıl
|
%54.7
|
Zinzindohoue F ve ark.
|
500
|
3 yıl
|
%54.8
|
Doç. Dr. Halil Coşkun
Mide Balonu Uygulamasında Başarıyı Artırmanın Yolları ve Bilinmesi Gerekenler
Pazar, Nisan 04, 2010
Mide Bandı Ameliyatlarından Sonra Band Dolumu Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?
Cumartesi, Mart 20, 2010
Tek Kesili Laparoskopik Cerrahi
Pazar, Şubat 14, 2010
Safra Kesesi Cerrahisi (Laparoskopik Kolesistektomi)
Çarşamba, Şubat 10, 2010
Safra Kesesi Hastalıkları (Safra Taşı Nedir?)
Safra Taşı Tipleri:
. Kolesterol taşları
. Pigment taşları
. Karma taşlar (en sık görülen tip) kolesterol ve tuzdan oluşur.
Kolesterol taşları genellikle sarı-yeşil olup, sertleşmiş kolesterolden oluşmaktadır. Tüm safra taşlarının %80’nini oluşturur. Araştırmacılar, kolesterol taşı oluşma nedenini safranın çok fazla kolesterol veya bilirubin içermesine, yetersiz safra tuzuna veya safra kesesinin yetersiz boşalmasına bağlamaktadır.
Pigment taşları küçük, bilirubinden oluşan karanlık taşlardır. Tam olarak oluşma nedeni belli değildir. Daha çok sirozu olan, safra yolları enfeksiyonu geçiren ya da kalıtsal kan hastalığı olan kişilerde oluşur.
Safra taşlarının diğer nedenleri kolesterolün karaciğer tarafından fazlaca atılmasına bağlı oluşabilir.
Diğer nedenler ise;
Cinsiyet; 20-60 yaş arası kadınlar erkeklerden iki kat fazla safra taşı oluşturur
Obezite; Obezite özellikle kadınlarda safra taşı oluşumunda önemli bir risk faktörüdür
Östrojen; Hamilelik sırasındaki fazla östrojen, hormon takviye tedavisi, doğum kontrol hapları
Kolesterol düşürücü ilaçlar
Diyabet; Diyabeti olan kişilerin trigliserit seviyeleri yüksektir
Ani kilo kaybı; Obezite cerrahisi (mide bandı, gastric bypass, tüp mide) geçiren hastalarda fazla kilo kaybı oluşması sonucu
Semptomlar
Çoğu safra taşı olan kişilerin semptomu yoktur. Bu kişiler çoğu zaman asemptomatik olup bu taşlara sessiz taşlar denmektedir. Safra semptomları daha çok kalp krizi, appandisit, ülser, irrtiabl barsak hastalığı, hiatal herni, pankreatit, ve hepatit semptomlarına benzer. Bu nedenle doğru tanı çok önemlidir. Semptomlar daha çok geceleri ve yağlı yemek sonrası ortaya çıkar.
Bunlar;
. Karın şişliği
. Yağlı gıdalara toleranssızlık
. Üst karında devamlı bir ağrı, özellikle ani olarak artıp 30 dakika ile 1-2 saat içinde sonlanan
. Kürek kemikleri arasında ağrı
. Sağ omuz altında ağrı
. Mide bulantısı, kusma
. Hazımsızlık
Tanı
Ultrasonografi (US), safra taşı tanısında en sensitif ve spesifik testtir.
Diğer tanıda kullanılan testler ise;
. Bilgisayarlı tomografi (BT); Hem safra taşlarını hem de komplikasyonları gösterebilir.
. Endoskopik Retrograd Colanjio Pankreatografi (ERCP); Hastaya felksibl olan ve ucunda bilgisayar ve TV monitörünün bağlı olduğu endoskop yutturulur. Doktor endoskopu mideden oniki parmak barsağına (duedonuma) geçirir ve oradan da safra yollarına ulaşır. Daha sonra özel bir boya gönderilir ve safra sistemi boyanır. ERCP safra taşlarının yerini belirlemede ve çıkarmada kullanılan en etkili yöntemdir.
. Kan testleri; Kan testleri enfeksiyon, obstrüksiyon, pankreatit ve sarılık için yapılabilir
Safra kanalı tıkanıklığı ve enfeksiyonu (kolanjit) hayatı tehdit edici bir boyuta gelebilir. Tanı ve tedavi sonrası iyi bir tedavi ile prognozu iyidir.
Komplikasyonlar
Bilier kolik, safra kesesi iltihabı (kolesistit), siroz, kolanjit,
Tedavi
Cerrahi: En çok yapılan cerrahi laparoskopik kolesistektomi dir (safra kesesinin laparoskopik olarak alınması).
Eğer safra taşları safra yollarını tıkamışsa ERCP kese cerrahisi öncesi taşın yerini belirlemek ve çıkarmak için kullanılabilir.
Doç. Dr. Halil Coşkun
halilcoskun@hotmail.com
http://sensinobez.blogspot.com/
4 Haziran 2012 Pazartesi
Kilo Kaybı Ameliyatlarından Sonra Katılara Geçiş
Kişisel olarak konuşmak gerekirse; benim katılara geçişim tamı tamına doktorumun takvimine göre ve 1,5 ayım dolduktan sonra olmuştu. Yine kişisel olarak katılara geçişte çok dikkatli ve seçici davrandım ve oldukça da faydasını gördüm diyebilirim. Öncelikle şunu netleştireyim ki; katılara geçmek, çorba gibi şahane bir besinden vazgeçmek değildir. Benim tavsiyem; özellikle erken dönem katılara geçtiğinizde bir öğününüzü muhakkak çorbanın oluşturması. (Şayet yazın ortasında katıya geçiyorsanız bunun yerine salatalıksız cacık koyabilirsiniz.)
Yine katılara geçişte hatırlamanız gereken en önemli şey sıvı ve püre öğününüzden çok daha çabuk doyacağınız ve çok daha az yiyebileceğinizdir. Küçük bir tabak püreyi belki rahatça yiyebilirsiniz ama söz konusu katılar olduğunda tahminen ancak yarısını yiyebileceksiniz. Panik yok, normal bu. Sakiniz. 🙂
Benim katılara geçişim ekşili köfte yemeği ile oldu. Yanlış hatırlamıyorsam iki minik köfte yiyebilmiştim. Benim tavsiyem katılara geçişinizde çok katılardan başlamamanız ve bu süreci acelesiz, bebek adımlarıyla geçmeniz. Ben öyle yaptım ve son derece rahat bir geçiş dönemi yaşadım. Bebek adımlarından kastım ne peki? Şu: ezilebilecek ve/veya nispeten hazmı kolay şeylerden başlayın.
-Kıymalı kabak yemeği
-Kıymalı ıspanak
-Kıymalı semizotu
-Her nevi sulu köfte
-Balık (ton balığı/ fırında balık/buğulama)
-Rafadan yumurta
-Kabuksuz meyveler (çilek hariç)
Bunun bir ileriki adımında, katıların ilk adımına rahat geçtiyseniz:
-Kıymalı pırasa yemeği (pırasanın hazmı zordur ancak sindiriminiz için fevkalade yararlıdır. yine de ilk tercihiniz olmasın.)
-Kıymalı bamya (yine sindirim için muhteşem bir yemek!)
-Kıymalı karışık sebze
-Kabuğu soyulmuş domates ve biberden yapılmış menemen
-Lor peynirli yumurta
-Kıymalı bezelye
-Kıymalı türlü
-Beyaz peynir çeşitleri
-Zeytin ezmesi/zeytin
-Havuçlu, yoğurtlu meze (pişirerek yapılanı)
-Yoğurtlu semizotu
-Süzme yoğurt
Her yemeği ısrarla kıymalı yazmamın sebebi, et hazmı oldukça zor ve sizi yoracak bir tercihtir. Tamamen katılara sorunsuz geçtiğinizde et denemeleri yapmanızı öneririm. Ayrıca yemeklerinizi et/tavuk suyuna pişirmek protein alımı açısından size oldukça yarar sağlar.
Bir adım sonrasında sizi nispeten daha az yoracak bir iki seçenek eklemelisiniz.
Tavuk (kalça but hazmı en kolay yerdir)
Sebzeli tavuk haşlama
Okyanus balıkları
Midye/kalamar/surumi (yengeç) (muhteşem protein kaynakları)
Benim/annemin pişirme tercihlerim/iz her zaman yağsız ve/veya çok az yağlı oldu. Zira kullandığınız kıyma/tavuk yeterince yağ içermekte. Günde üç tatlı kaşığı yağ bünyenin yağ ihtiyacınız karşılar. Bana kalırsa bunlar zaten tavuk ve kıymada var ama gözünüze az geliyorsa yemeğinize ekleyin.
Kahvaltılarınızda meyve ve/veya rafadan yumurta almayı tercih edin. Meyveyi sabah yemek sinidiriminiz açısından oldukça yararlıdır. Nedense bizim kültürümüzde meyve akşam yemeğinden sonrası ile özdeşleşmiş. Halbuki sabah meyve yemenin sayısız faydası var. Kahvaltı öğününde sade yumurta ya da lor yavan geliyorsa eti form etimek tüketebilirsiniz. Ben hala öyle yapıyorum.
Bypass ya da sleeve (tüp mide) için de bir hatırlatma yapmak isterim. Özellikle yakın katı dönemlerinizde çiğ sebze/baklagilden uzak durun. İlginç bir biçimde insanın canı ısrarla salata yemek istiyor biliyorum ama çiğ sebzenin ve baklagillerin hazmı çok zor olduğu gibi, insanı çok rahatsız ediyor. Bir yemeğe koyarken de sebzelerinizi (özellikle domates gibi ince kabukluları) soyun. Asla zar kabuklu şeylerin kabuğunu yemeyin.
Yine yakın katı döneminizde mısır gevrek ve lapaları midenize oturma hissi yaratır ancak uzak katı döneminde şahane kurtarıcılardır. Restoranlarda soğuk meze olarak geçen şeyleri rahat yediğinizi göreceksiniz. Bunlar da dışarı yemeğe çıkıldığında çorba seçeneğiniz yoksa şahane kurtarıcılar oluyor.
Ekmek mümkün olduğunca uzak durmanız gereken bir besin. Ne kadar geç başlarsanız o kadar iyi. Lakin bazı besinler var ki ekmeksiz yenemiyor. Burada benim kullandığım taktik, bu tarz besinleri (yumurta gibi) form etimekle yemek. Kabul edin, ekmek olmazsa olmazlarınızdan değil ve olmamalı.
Makarna, pilav, hamurişi, karbonhidrat ağırlıklı besinler diyetinizde 6 aydan önce olmamalı. Siz bunları okuduğunuzda benim 13.ayım dolmuş olacak ve ben hala bunlardan uzak duruyorum. Özellikle pilav toplamda 3 kere ancak yemişimdir, o da mecburi ortamlarda. Eksikliğini de hissetmiyorum.
Peki katı döneminin kaçamakları nelerdir?
İşte size dev hizmet. Hem yemesi kolay, hem kalorisi az, benim sıklıkla başvurduğum kaçamaklar. 😉
-Çubuk kraker (hala çantamda taşırım, kurtarıcıların en büyüğü)
-Patlamış mısır (yağsız, tuzsuz, 1 bardak)
-Ceviz, badem, yabanmersini, leblebi
-Şayet şekeriniz düşüyorsa akide şekeri (tarçınlıyı tercih edin.)
-Nesquik
(Muayyen dönemlerinde tatlı aşerenler için not: Bu dönemlerde hafif ve ufak bir porsiyon sütlü tatlı tercih edebilirsiniz (sütlaç hariç) ancak dumping seçeneğini unutmayın. Limonata ve sahlep’in bile zaman zaman dumping yapabildiğini düşünürsek dikkatli olmanızda fayda var.)
Yukarıdaki satırlarda da belirttiğim gibi benim katılara geçişim çok rahat oldu. Umarım bu bilgiler size katılara geçişte bir nebze yardımcı olur. Unutmayın, geçişlerin hepsini bebek adımlarıyla yaparsanız kilo verişiniz uzun atlama adımlarıyla olur. Haydin kolay gelsin! 🙂
26 Şubat 2012 Pazar
Kilo Kaybı Ameliyatları Sonrası Erken Dönem Beslenme
*Ekşili köfte yemeğinin köftesizi. (Bu çorbayı annemle uydurduğumuz için böyle tarif ettim. Ekşili köfte yapıp içinden köfttelerini çıkarın. İşte en çok içtiğim çorba! )
*Tavuk suyuna tebiyeli rondo şehriye (Az şehriye katılmış tavuk suyunu rondodan geçirin. Çorba kıvamını kaybetmesin.)
*Ayran.
*Pırasa püresi (Zeytinyağlı pırasayı pirinçsiz pişirip rondolayın)(Bu ayrıca kabızlık için şahanedir.)
29 Aralık 2011 Perşembe
Bariatrik Cerrahi Sonrası Beslenme Kısırdöngünüzü Değiştirmek
21 Ekim 2011 Cuma
İnin o tartının üstünden 🙂 [Gastric Bypass sonrası 1.ay]
Hayatımı kökten değiştirecek, güzelleştirecek ve iyileştirecek adımı attıktan sonraki en zor 7 gün geride kalmıştı. Ameliyat olup bitmişti, sapasağlam, komplikasyonsuz, mutlu mesut evimizin yolunu tutmuştuk. Her ne kadar kaldığımız hastane gerek hijyen, gerekse insanların tavrı olarak gayet güzel olsa da insan elbette evini, düzenini, hatta zaman zaman düzensizliğini bile arıyor. Hangimiz bir kez olsun dışarıdan eve girince “İnsanın evi gibisi yok.” dememişizdir ki? 🙂
Ameliyattan sonra evime geldip her zamanki koltuğuma yerleştiğimde ilk düşündüğüm şey, hayatımda ne kadar büyük bir devri kapatıp, ne kadar büyük bir devri açtığım oldu. Kendi çapımda, kendi hayatım için bir devrim yapmış, bir başkasına katlanılamaz yahut olağanüstü gelebilecek riskleri almış ve yeni bir yaşam biçimine kucak açmıştım. İyileşecektim, iyileşeceğimi biliyordum ve arkamdaki defterleri ne pahasına olursa olursa olsun kapatacaktım.
Eve geldiğim gün doktorumun öğüdünü tutup biraz dinlendikten sonra hemen yürüyüşe çıktık. Bir kolumda annem ve bir kolumda Kadriye ablam, evin yakınlarındaki markete kadar gidip geldik. Çok yavaş adımlarla ve arada uzun molalar vererek de olsa yürüdüm.( Aşağı yukarı 250 mtr.) Bu tip ameliyatlardan sonra belki de en önemli şeylerden biri hareket etmek, yürüyüş vs.
Bu konuda özellikle ameliyatınız erken dönemlerinde doktorunuzun ağzına bakmanızı ve HER DEDİĞİNİ uygulamanızı tavsiye ederim. Bugün sıfır komplikasyonla ayaktaysam bunu gerçekten de doktorumun dediklerini harfiyen yapmama borçlu olduğumu düşünüyorum. Unutmayın ki doktorunuz ne kadar iyi, güvenilir ve ehil olursa olsun eğer siz hasta olarak istekli, bilinçli ve yardımcı olmazsanız sonuç almanız o kadar gecikir ve sorun yaşarsınız.
Bu dönemdeki önceliklerinizden birisi ise doğru beslenme. Ben doktorumun internet sitesindeki beslenme planını adım adım takip ettim. İlk bir haftamı sadece sıvı beslenerek geçirdim. Neydi bu sıvılar?
*Su
*Açık çay
*Suyla karıştılmış (yoğunluğu azaltılmış) GERÇEK meyve suları
*Terbiyeli tavuk suyu (Şehriyeli tavuk suyuna çorbanın şehriyesiz halini düşünün)
(Korkmayın bu sadece ilk bir hafta-on gün yiyecek planı. Bir haftanız dolduğunda genellikle daha ehven şeylere geçiyorsunuz. Kıvamı koyu olmayan, gaz yapmayan ve tanesiz çorbalar baştacınız oluyor.)
Normalde bu dönemde yağsız süt ve ayran içebilmeniz gerekiyor ama doktorum ilk 10 gün bunları içmememi söylemişti zira gaz sancılarım oluyordu ve malumunuz süt de ayran da gaz yapar. Şayet ameliyatınızdan sonra gaz probleminiz oluyorsa süt ve ayran konusunda temkinli olmanızı öneririm.
İlk bir hafta-on gün sonrası dönem:
Aşağıda vereceğim linkte doktorum Doç.Dr.Halil Coşkun’un gastric bypass sonrası için hazırladığı beslenme planını göreceksiniz. İncelemenizi tavsiye ederim.
http://www.obezitecerrahisi.com/story/gastric_bypass_ameliyati_sonrasi_beslenme_plani
Şunu çok net söyleyebilirim ki ameliyattan sonraki dönemler içerisinde en çok sıkılacağınız dönem budur. Yeme – içmenin hayatınızdan ne kadar çok zaman çaldığını anlayacaksınız. Resmen bomboş kalacaksınız. Paniklemeyin! Hepimizin başına geliyor 🙂
İkinci sıkıntınız da (bünyeye göre değişmekle birlikte) gaz sıkıntısı olacak. Bu yüzden misafir kabul etmemenizi yahut çok kısa yanlarında kalmanızı önereceğim. Geğirme bu bir ay içerisinde adeta bir yaşam biçimi olacak sizin için. Keza gaz çıkarmak da öyle. ASLA ve ASLA bunları tutmayın. Şayet ev doluysa kaçın, yatak odasına, balkona kaçın ve işinizi görün. Sağlığınız için bunları yapabilmeniz çok önemli. Şayet tutarsanız ya da tutmaya çalışırsanız “çıkmayan gaz sancısı” ile kıvranabilirsiniz ve inanın bana bunu yaşamak istemezsiniz. Bir gaz sancısı gecesi kalp krizi geçiriyorum sanıp az kala acilde alıyordum soluğu. Yapmayın, etmeyin.
Günlük yürüyüşlerinizi ihmal etmeyin. Kısa mesafelerle başlayıp, her gün biraz arttırarak yürüyüşe devam edin. Zamanla yürüyüşünüzün, nefesinizin açıldığını ve daha iyi yürüyebildiğinizi göreceksiniz. Bu hem dolaşım sisteminiz açısından, hem de ameliyat sonrası egzersizi olarak muhteşemdir. (Açık ameliyat olanların bir süre daha istirahat etmesi gerekibilir, doktorunuza danışın bu mevzuyu. Ben laparoskopik ameliyat için yazıyorum elbette:)
ASLA kaçamak yapmaya çalışmayın. Zaten teknik olarak yiyemezsiniz ama “taneli şeylerden yiyeyim, bir şey olmaz.” demeyin. Ameliyatınızın hemen sonrasında mideniz hem küçük, hem de ödemden şiş olacağı için taneli yiyecekler tıkanmanıza sebebiyet verebilir.
İnin o tartının üstünden!
Biliyorum çok zor zira unutmayın ki bunları yaşayıp yazıyorum, demek ki ben de bir çoğunu yaptım 🙂 İnin o tartıdan. Kaç gram verdiğiniz sizde saplatı olmasın. Tartınızı eskitmenin bir anlamı yok. Mümkün mertebe odağınızı değiştirmeye çalışın. Her sabah kahvaltıdan önce ve tuvalete gittikten sonra alacağınız sonuç, en kesin sonuçtur. ASLA geceleri tartılmayın. Kıyafetle tartılmayın, durduk yere asabınız bozulur. Bunları okuyup “hee, hee yaparı” deyip tartıya koşmayın, bak ne diyorum, yapmayın 🙂 (Biliyorum, yapacaksınız 🙂
Kendinizi başka ameliyatlılarla kıyaslamayın!
Gerek hastanede tanışacağınız, gerek internette rastladığınız ameliyatlı arkadaşlarınızla (ameliyatınız aynı gün olmuşsa ve aynı kilodaysanız dahi) kendinizi, yedikleriniz, yiyemediklerinizi kıyaslayıp bunlaıma girmeyin. Unutmayın ki herkesin metabolizması farklı. Kimi hızlı, kimi yavaş kilo veriyor. “Şu kadar ay oldu, o x kilo vermiş, ben y diye kendinize hayatı zehir etmeyin.”
İlk bir hafta-on gününüz geçince yüksek ihtimalle ilk kontrolünüz için doktorunuza görünecek ve yeni beslenme listenizi alacaksınız. Artık yavaş yavaş akıcılığı arttırılmış (cıvık) püreleri ve koyu kıvamlı çorbaları içebilirsiniz. Yine de net yiyecek, içecek listeniz için doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin.
Bu dönemde tavuk suyu, içebiliyorsanız et suyu’na (yağı alınmış da olsa et suyu içemedim ben mesela) yapılmış orta kıvamlı çorbalar hayatınızı kurtaracaktır. Protein açısından zengin oldukları için doğru beslenmenizi sağlarlar. Unutmamanız gereken şey gaz yapıcı her nevi gıdadan uzak durmaktır. (Mercimek, ezogelin vs. gibi)
Kalsiyum değerleriniz açısından muhakkak süt içmelisiniz. Seçtiğiniz süt diyet (yağı alınmış ) olsun. Gaz yapmaması için bu dönemde ılık ya da sıcak içmenizi tavsiye ederim. Şayet içemiyorsanız mesela domates çorbanıza bir miktar lor peyniri koyup rondoda çekip için. Kalsiyum eksiğinizi tamamlayın.
Taburcu olduunuz zaman size bir kısım vitamin yazılacaktır. (Yazılması gereklidir) Bunlardan başlıcası demir, b12 enjeksiyonu, multivitamin ve kalsiyum’dur. Doktorunuz gerekli görürse bunları azaltıp çoğaltabilir. Doktorunuzun verdiği kadar vitamini HER GÜN aldığınıza emin olun. Vitamin eksikliği uzun dönemde vücut için tehlikeli ve yıpratıcıdır.
Şehir efsanelerinden ve yalanlardan uzak durun!
Sosyal medyayı takip eden biriyseniz ameliyatlı kişilerden bazılarından “Bir çorbayı dört saatte içiyorum.” vs. gibi şeyleri sıkça duyacak ve bunalıma gireceksinizdir. Ben girmiştim. Bir çorbayı dört saatte içmiyorsunuz, korkmayın. Evet başlarda bir öğününüz (yaklaşık bir küçük çay bardağı kadar) 25 dk ila 45 dakika arası sürebiliyor ama saatler sürmüyor. Her duyduğunuza itibar etmeyin lütfen.
ASLA eski yeme-içme siteminizdeymiş gibi davranmayın. Aceleniz yok. Suyunuzu kafanıza dikmeyin. (tıkanırsınız) İçeceklerinizi küçük yudumlarla ve yavaş yavaş için. Yiyeceklerinizi küçük yudumlarla alın.
Ve tebrikler! Birinci aynınız bitti! En sıkıntılı dönemi göz açıp kapayıncaya kadar atlattınız, süpersiniz, kutlayın kendinizi ve inin o tartının üstünden! Hooop kime diyorum! :)))
[Aşağıdaki fotoğraf birinci ay kontrolüm sırasında, hastane bahçesinde çekildi. Yaklaşık (inanın tam hatırlamıyorum 15 kilo kadar vermiştim. 130 kiloyla başlayınca farkedilmiyor bile 15 kilo, devede kulak kalıyor ancak veri olsun, merakınızı gidersin diye koyuyorum]
[Ameliyatla ilgili aklınıza takılan sorular için bana her türlü mecradan ulaşabilir, yazabilirsiniz. ]
16 Ağustos 2011 Salı
İşte karşınızda büyük gün! [20.04.2011 Mgb Doç.Dr.Halil Coşkun]
Ameliyat Sabahı
Yapacaklarım, yapmamam gerekenler son kez anlatılmış ve sıra vedalaşmaya gelmişti. Hastaneden çıkarken benim kadar geniş gülümseyen var mıydı bilemiyorum ama yeni hayatıma, diyabetsiz, nld’siz, dertsiz tasasız hayatıma attığım adımın keyfi hem benim, hem de sevgili doktorumun yüzüne yansımıştı…
4 Ağustos 2011 Perşembe
Ameliyatınıza hazırlanırken bilmeniz gerekenler…
- VKİ 40 kg/m2‘nin üzerinde olan veya 30-40 kg/m2 arasında olup eşlik eden hastalık durumlarında (hipertansiyon, diabetes mellitus, uyku apne send., artrit, vd.)
- 18-60 yaş arası
- Obezitenin en az 3 yıldır var olması
- Hormonal hastalıkların bulunmaması
- İlaç ve diyet tedavisine rağmen, en az 1 yıldır kilo veremiyenler
- Alkol ve ilaç bağımlısı olmamak
- Hastanın uygulanacak yöntemi anlaması ve ameliyattan sonra uyum sağlayabilecek durumda olması
- Kabul edilebilir ameliyat riski